NSF Haberler

Bitki türlerinin yaklaşık %40’ı çok nadirdir ve iklim değişikliğine karşı savunmasızdır.

Yeni araştırmalara göre, küresel kara bitki türlerinin neredeyse %40’ı çok nadir olarak sınıflandırılıyor ve bu türler, iklim değişmeye devam ettikçe yok olma riski en yüksek olan türler. NSF tarafından finanse edilen Araştırma.

Bulgular dergide yayınlandı Bilim Gelişmeleri.

Araştırmanın başyazarı Brian Enquist, “Kara bitki türlerinin toplam sayısına ilişkin iyi bir tahminimiz vardı, ancak gerçekte kaç tane olduğu konusunda bir kontrolümüz yoktu” dedi. Arizona Üniversitesi.

Dünyanın dört bir yanındaki kurumlardan otuz beş araştırmacı, dünyadaki kara bitkilerinin 20 milyon gözlemsel kaydını derlemek için 10 yıl boyunca çalıştı. Sonuç, şimdiye kadar oluşturulmuş botanik biyoçeşitlilik üzerine en büyük veri kümesidir. Araştırmacılar, bu bilgilerin, iklim değişikliğinin etkilerinin dikkate alınmasını içeren koruma eylemleri hakkında bilgi vererek küresel biyoçeşitlilik kaybını azaltmaya yardımcı olabileceğini umuyorlar.

Bilim adamları, Dünya’da yaklaşık 435.000 benzersiz kara bitki türü olduğunu keşfettiler. Ekip, tüm kara bitki türlerinin %36,5’inin “son derece nadir” olduğunu ortaya çıkardı: beş defadan daha az gözlemlendi ve kaydedildi.

Nadir türler, Güney Amerika’daki Kuzey And Dağları, Kosta Rika, Güney Afrika, Madagaskar ve Güneydoğu Asya gibi birkaç sıcak noktada kümelenme eğilimindedir. Dünya son buzul çağından çıkarken bu bölgeler iklimsel olarak sabit kaldı ve bu tür türlerin devam etmesine izin verdi.

Bitkiler geçmişte nispeten istikrarlı bir iklime sahipti, ancak bu onların istikrarlı bir geleceği olacağı anlamına gelmiyor. Araştırma ayrıca, nadir bitki türlerinin sıcak noktalarının gelecekte yüksek oranda iklim değişikliği ve insani bozulmaya maruz kalacağının tahmin edildiğini ortaya koydu.

NSF’nin Biyolojik Altyapı Bölümü’nde program direktörü olan Peter McCartney, “Biyolojik çeşitlilikteki kalıpları küresel ölçekte belgelemek, uluslararası bir bilim adamları topluluğunun işbirliğini gerektirir” dedi. “Biyolojik Altyapı Bölümü tarafından desteklenenler gibi paylaşılan veri kaynakları, bu işbirliğini mümkün kılar ve değişim güçlerine verilen yanıtı değerlendirmek için temel veriler sağlar.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir