NSF Haberler

Çalışma, tek bir nöronun paralel çıktılarının davranışın birçok yönünü koordine edebildiğini gösteriyor

Yeni bir İLE tarafından finanse edilen çalışma ABD Ulusal Bilim Vakfı Doğanın en basit sinir sistemlerinden birindeki tek bir hücreye odaklanıyor. Bireysel nöronların karmaşık davranışları yönlendirmek için birden fazla yolu nasıl kullanabileceğinin derinlemesine bir örneğini sağlar.

İçinde C. elegans Yalnızca 302 sinir hücresine sahip olan solucanda, HSN adı verilen tek bir nöron, birkaç dakika boyunca yumurtlama ve hareket kabiliyetini düzenlemek için birden fazla kimyasal madde ve bağlantı kullanır.

HSN, yalnızca yumurtlamayı ve hareketi kontrol etmek için değil, aynı zamanda yumurtlamadan sonraki birkaç dakika boyunca solucanı yavaşlatmak için çeşitli kimyasallar salgılar ve uzunluğu boyunca birden fazla bağlantı kurar. Bu davranışın ikinci aşamasında, HSN, nörotransmitter serotonini diğer bir nörona aktarır ve bu nörotransmitteri, dakikalar sonra davranışı etkilemek üzere yeniden serbest bırakır.

Araştırmacılar şöyle yazıyor: “Sonuçlarımız, tek bir nöronun birden fazla zaman ölçeğinde birçok davranışı etkileyebildiğini ve nöronların davranışı kontrol etmek için birbirlerinden ‘ödünç aldıkları’ serotonini gösterebildiğini ortaya koyuyor.” Güncel Biyoloji. Araştırmanın kıdemli yazarı Steven Flavell’dir.

Bu tek nöronun davranış üzerinde nasıl görünüşte paradoksal etkilere sahip olduğu, yumurtlama için hızlanıp daha sonra yavaşlaması bir sırdı. Flavell’in ekibi, HSN’nin hayvanın davranışını kontrol etmek için paralel nörotransmitter çıktılarını farklı şekillerde kullandığını keşfetti.

Flavell, “Nöronların, davranışı kontrol etmek için diğer nöronlar tarafından üretilen serotonini alıp yeniden salıverebildiğinin bulunması, serotonin sinyallemesinin önemli tıbbi etkileri olabilecek yeni bir özelliğini ortaya koyuyor” dedi. Serotonini alan molekül SERT/MOD-5, Prozac gibi serotonine özgü yeniden alım inhibitörlerinin (SSRI’lar) hedefidir. Bu çalışma, SSRI’ların, nöronların birbirleriyle serotonini nasıl paylaştıklarını etkileyebileceği olasılığını gündeme getiriyor; bu da onların psikiyatrik bozuklukların tedavisindeki etki şekliyle alakalı olabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir