NSF Haberler

Deniz tabanındaki yeni bakteriyel proteinler iklim ve astrobiyolojiye ışık tutuyor

Deniz tabanının altında gigatonlarca sera gazı hapsolmuş durumda ve bu iyi bir şey. Kıtaların kıyılarında, yamaçların denize doğru battığı yerlerde, küçük buz kafesleri metan gazını hapsederek gazın kaçıp atmosfere çıkmasını önlüyor.

Haberlerde nadiren yer alsa da, metan klatratlar olarak bilinen bu buz kafesi oluşumları, iklim değişikliğini etkileme potansiyelleri nedeniyle dikkat çekiyor. Açık deniz sondajı sırasında metan buzu borulara sıkışarak boruların donmasına ve patlamasına neden olabilir. 2010 Deepwater Horizon petrol sızıntısının metan klatrat birikiminden kaynaklandığı düşünülüyor.

“NSF tarafından finanse edilen yüksek performanslı bilgi işlem, biyokimyadan astrobiyolojiye ve ötesine kadar bilimsel disiplinleri aşan çığır açan keşiflere olanak sağlıyor”

-Alejandro Suarez

Şimdiye kadar metan gazının deniz altında sabit kalmasının ardındaki biyolojik süreç neredeyse tamamen bilinmiyordu. Yeni bir çalışmada bir ekip Georgia Teknoloji araştırmacılar, metan klatratların oluşumunda ve stabilitesinde çok önemli bir rol oynayan, daha önce bilinmeyen bir bakteriyel protein sınıfı hakkında rapor veriyor.

Jennifer Glass ve Raquel Lieberman liderliğindeki bir ekip, bu bakteriyel proteinlerin metan klatratların büyümesini şu anda sondajda kullanılan ticari kimyasallar kadar etkili bir şekilde bastırdığını ancak toksik olmadığını, çevre dostu ve ölçeklenebilir olduğunu gösterdi. Kısmen finanse edilen çalışmaları ABD Ulusal Bilim Vakfıgüneş sistemindeki yaşam arayışını bilgilendirir ve doğal gazın taşınmasının güvenliğini artırabilir.

Dergide yayımlanan araştırma PNAS Bağlantı NoktasıDünyanın doğal biyolojik sistemlerinin incelenmesinde temel bilimin öneminin altını çiziyor ve disiplinler arası işbirliğinin faydalarını vurguluyor.

NSF’nin Bilgisayar ve Bilişim Bilimi ve Mühendisliği Direktörlüğünde program direktörü olan Alejandro Suarez, “NSF tarafından finanse edilen yüksek performanslı bilgi işlem, biyokimyadan astrobiyolojiye ve ötesine kadar bilimsel disiplinleri kesen çığır açan keşiflere olanak sağlıyor” dedi. “Bu yatırım yalnızca evrene ve etrafımızdaki dünyaya dair anlayışımızı geliştirmeye katkıda bulunmakla kalmıyor, aynı zamanda gelecekteki araştırmacıların gelişimine de güç veriyor.”

Metan klatratları muhtemelen güneş sistemi boyunca mevcut; örneğin Mars’ın yüzeyinde ve Europa gibi dış güneş sistemindeki buzlu aylarda. Bulgular, eğer mikroplar diğer gezegen cisimlerinde mevcutsa, klatrattaki yaşamı sürdürebilecek kanallarda sıvı suyu tutmak için benzer biyomoleküller üretebileceklerini gösteriyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir