NSF Haberler

Derin deniz keşfi potansiyel okyanusunu açıyor

ABD Ulusal Bilim Vakfı tarafından finanse edilen bilim adamlarının NSF tesislerinden yararlanarak yaptığı yeni araştırma, akraba okyanus canlılarının çok farklı ortamlarda yaşamaya nasıl adapte olduklarına dair fikir verdi. Çalışma aynı zamanda insan beyninin iç işleyişi hakkında da yeni bilgiler sağlayabilir.

Biyoloji disiplinleri arasında çalışan ve Cornell Yüksek Enerji Senkrotron Kaynağı'ndaki NSF destekli Yüksek Enerji X-ışını Bilimleri Merkezi tarafından sağlanan araçları kullanan araştırmacılar, derin deniz ve sığ su taraklı denizanalarının hücre zarlarında farklı şekilli lipit moleküllerine sahip olacak şekilde adapte olduklarını buldular. Bu, taraklı denizanalarının hücrelerinin yaşadıkları yer için tam doğru miktarda stabiliteye sahip zarlar oluşturmasını sağlar.

Ancak derin deniz taraklı denizanaları yüzeye çıkarılırsa, zar yapısı dış basınç eksikliğinden dolayı parçalanır ve hayvanlar “erir.” Diğer taraftan, sığ su denizanalarındaki zarlar, derin deniz basınç seviyelerine maruz kaldıklarında kritik hücre fonksiyonlarını yerine getirmek için yeterince dinamik değildir.

Derin deniz hayvanlarının böylesine aşırı bir ortamda nasıl hayatta kaldıklarına dair bilginin ötesinde, çalışma araştırmacıların insan biyolojisini ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların ilerleyişini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Derin deniz tarağı denizanalarının zarlarını oluşturan lipitler olan plazmalojenler, insan beyninde de bol miktarda bulunur ve bunların kaybı hastalığın ilerlemesi ve yaşlanma ile ilişkilendirilmiştir. Araştırmacılar, plazmalojen yapısı hakkındaki bulgularının, moleküllerin insan fizyolojisi ve hastalığındaki işlevini aydınlatmaya yardımcı olabileceğine inanıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir