Derin deniz volkanları: Yeraltına açılan pencereler
Hidrotermal olarak aktif denizaltı volkanları, Dünya’nın volkanizmasının büyük bir kısmını oluşturmasına ve mineral açısından zengin biyolojik sıcak noktalar olmasına rağmen, bu sistemlerdeki mikrobiyal çeşitlilik hakkında çok az şey bilinmektedir.
dergide PNAS, ABD Ulusal Bilim Vakfı– finanse edilen araştırmacılar, böyle bir volkanda, Yeni Zelanda’nın kuzeydoğusundaki Brothers denizaltı ark volkanında, jeolojik tarihin ve yer altı hidrotermal sıvı yollarının, deniz tabanındaki mikrobiyal yaşamın karmaşıklığına tanıklık ettiğini gösteriyor. Araştırmacılar ayrıca, geçmiş ve mevcut yeraltı süreçlerinin bu mikrobiyal çeşitliliğe nasıl damgalanabileceğine dair fikir veriyor.
Mikrobiyolog Anna-Louise Reysenbach, “Her yerdeki kaplıcalardaki mikroplar enerjilerini kısmen sıcak suyun jeokimyasından alıyor” diyor. Portland Eyalet Üniversitesi. “Brothers volkanın deniz tabanı kaplıcaları için de aynı şey. Brothers’ta hem deniz suyu hem de magmatik gazdan etkilenen hidrotermal sistemler bir arada bulunduğundan, aktif magmatik koni bölgelerindeki mikropların kaldera duvarındakilerden çok farklı olacağını tahmin ettik.”
Bilim adamlarının beklemediği şey, kaldera duvarında birbirine çok yakın iki çok farklı mikrobiyal topluluk olmasıydı. Bir kaldera, volkanik bir patlamada bir magma odasının boşalmasından kısa bir süre sonra oluşan kazan benzeri büyük bir oyuktur.
Son Uluslararası Okyanus Keşif Programı Sondaj ve jeofizik ölçümler, orijinal volkanın günümüzün kalderasını oluşturmak için çökmesinden sonra, en eski magmatik-hidrotermal sistemin daha deniz suyunun baskın olduğu bir sistem tarafından üst baskı altına alındığına dair kanıt sağlar.
Araştırmacılar, kaldera topluluklarından birinin, kaldera tabanından büyüyen daha yeni koninin magmatik olarak etkilenen hidrotermal menfezlerinden gelen mikroplarla hizalandığını gösteriyor. Bilim adamları, dolaşımdaki hidrotermal sıvılarla kesişen farklı yeraltı mineral topluluklarının bir kombinasyonunun kaldera duvarındaki farklı mikrobiyal toplulukları şekillendirmeye yardımcı olabileceğini söylüyor.