NSF Haberler

Endemik olduğu düşünülen Karayip papağanları bin yıllık yok oluşun kalıntılarıdır

tarafından kısmen desteklenen bir çalışmada ABD Ulusal Bilim Vakfı ve dergide yayınlandı PNASAraştırmacılar, Karayip papağanlarından ilk antik DNA’yı çıkardılar ve bunu modern kuşların genetik dizileriyle karşılaştırdılar.

Fosillerle ve arkeolojik örneklerle çalışan bilim insanları, Florida Doğa Tarihi Müzesi ve diğer kurumlar, adalara özgü olduğu düşünülen iki türün bir kez daha yaygınlaştığını ve çeşitliliğini ortaya koydu. Sonuçlar, tüm türlerin %28’inin tehdit altında olduğu düşünülen papağanların nasıl hızla dünyanın en çok nesli tükenmekte olan kuş grubu haline geldiğini açıklamaya yardımcı oluyor. Bu özellikle adalarda yaşayan papağanlar için geçerlidir.

NSF’nin Çevre Biyolojisi Bölümü program direktörü Matthew Fujita, “Bu çalışma, tarih, genetik ve fosillerden antik DNA analizleri de dahil olmak üzere müze temelli araştırmaları birleştiren bütünleştirici araştırmanın, insan kaynaklı biyolojik çeşitlilik kaybının karmaşık sonuçlarını ortaya çıkarabileceğini gösteriyor” diyor. .

1492’de Karayipler’e ilk yolculuğunda Kristof Kolomb, papağan sürülerinin o kadar çok olduğunu ve “güneşi kararttıklarını” kaydetti. Bugün Karayipler’deki büyük, renkli papağanlardan serçe büyüklüğündeki papağanlara kadar papağan türlerinin yarısından fazlasının nesli tükendi.

Geriye kalan papağan türlerini korumaya çalışan biyologlar, eski dağılımları hakkında çok az şeyin bilinmesi nedeniyle engelleniyor. Bunun nedeni öncelikle insanlarla olan karmaşık geçmişleridir.

Yazarlar papağan cinsinin uzun tarihini bir araya getirdi Amazoniki türe odaklanıyoruz: Küba (A. leucocephala) ve İspanyol (A. ventralis) papağanlar – eski DNA örneklerini alabilecekleri.

İkisi arasında Küba papağanları şu anda en yaygın olanı olup, Küba’da ve Bahamalar ile Turks ve Caicos adalarındaki birkaç adada izole edilmiş popülasyonlara sahiptir. Bölgedeki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olmayan tek yerli papağanlardan biri.

Hispaniola ve Porto Riko dışında toplanan parçalı fosillerin çoğunun sonuç olarak daha yaygın olan Küba papağanlarına ait olduğu belirlendi. Ancak DNA sonuçları geldiğinde farklı bir hikaye anlattılar. Bahama paleontolojik alanlarından elde edilen fosiller aslında Hispanyola papağanlarına aitti; bu da bu türün, insanların adalara gelmesinden önce Bahamalar’a kadar uzanan bir yayılış alanına sahip olduğunu gösteriyor.

Benzer şekilde, sonuçlar Küba papağanlarının bir zamanlar Turks ve Caicos adalarındaki en büyük adada yaşadıklarını ve artık bu adalarda bulunmadığını gösteriyor.

Bilim insanları, türlerin bir zamanlar nerede geliştiğini (hem doğal olarak kendi araçlarıyla hem de yapay olarak insanların yardımıyla) bilmenin, çeşitliliklerinden geriye kalanları korumanın ilk adımı olduğunu söylüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir