Fosiller, tarih öncesi Patagonya’nın dinozorlarını ortaya koyuyor

Bilim adamlarının liderliğinde yapılan bir araştırma, Austin’deki Teksas Üniversitesi kuş olmayan dinozorların nesli tükenmeden hemen önce, Geç Kretase döneminde Patagonya’daki dinozor ve kuş çeşitliliğine bir bakış sağlıyor.
Fosiller, Patagonya’nın Şili kısmından hem modern kuşları hem de onların en yakın kuş olmayan dinozor akrabalarını içeren bir dinozor grubu olan theropodların ilk kaydını temsil ediyor. Araştırmacıların bulguları, büyük orak benzeri pençelere sahip dev megaraptorları ve günümüzün modern türlerini de içeren gruptan kuşları içeriyor.
Baş yazar Sarah Davis, “Patagonya’nın kitlesel yok oluşa giden faunası gerçekten çok çeşitliydi” dedi. “Büyük theropod etoburlarınız ve daha küçük etoburlarınız ve ayrıca diğer sürüngenler ve küçük memelilerle birlikte var olan bu kuş gruplarınız var.”
bu ABD Ulusal Bilim Vakfı-desteklenen çalışma yayınlandı Güney Amerika Yer Bilimleri Dergisi. NSF’nin Antarktika Bilimleri Bölümü başkanı Mike Jackson, “Bu çalışma, özellikle güney Güney Amerika ve Antarktika’dan kuşlar ve diğer theropod dinozorlar için küresel fosil kayıtlarının daha iyi anlaşılması gerektiğine işaret ediyor” dedi. “Bu çalışmada vurgulanan fosil keşifleri, dinozor çeşitliliğindeki küresel eğilimleri doğru bir şekilde değerlendirmek için kritik öneme sahip.”
UT Austin’den Julia Clarke liderliğindeki araştırmacılar, theropodları küçük fosil parçalarından, dinozorları çoğunlukla diş ve ayak parmaklarından, kuşları ise küçük kemik parçalarından tanımladılar. Davis, dinozor dişlerinde parıldayan emayenin, onları kayalık arazide tespit etmeye yardımcı olduğunu söyledi.
Bazı araştırmacılar, Güney Yarımküre’nin asteroit çarpmasından sonra Kuzey Yarımküre’den daha az aşırı veya daha kademeli iklim değişiklikleriyle karşı karşıya kaldığını öne sürdüler. Bu, Patagonya’yı ve Güney Yarımküre’deki diğer yerleri, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan kuşlar, memeliler ve diğer canlılar için bir sığınak haline getirmiş olabilir. Araştırmacılar, çalışmanın, yok olma olayından önce ve sonra eski yaşamın bir kaydını oluşturarak bu teoriyi araştırmaya yardımcı olabileceğini söyledi.