NSF Haberler

Görüntüleme tekniği, heyelanların muhtemel olduğu yerleri belirlemeye yardımcı olabilir

Toprak kaymaları her yıl dünya çapında binlerce insanı öldürür ve feci maddi hasara neden olur. Ancak bilim adamları hala bunlara neden olan koşulları daha iyi anlamaya çalışıyorlar. Bunu yapmak, heyelanların nerede meydana gelebileceğini ve ne kadar şiddetli olabileceğini tahmin etmede uzun bir yol kat edecektir.

A ABD Ulusal Bilim VakfıSeulgi Moon tarafından yürütülen ve finanse edilen bir çalışma, UCLA yerbilimci, bu amaca yönelik önemli bir adım olabilir.

Caltech’ten Moon ve Gen Li, Dünya yüzeyinin altındaki tektonik plakaların yukarıdaki manzarayı değiştirecek kadar birbirine doğru kaymasıyla oluşan topografik stresin heyelan olaylarını nasıl etkilediğini anlamak için yeni bir yöntem geliştirdi. Araştırma yayınlanan içinde Doğa Jeolojisi.

Çalışma, topografik stres tarafından oluşturulan derin açık kırık bölgelerinin boyutunun, bir ana kaya heyelanının maksimum boyutunu ve derinliğini yönettiğini gösteren ilk çalışmadır; önceki araştırmalar yalnızca deprem ve yağmur gibi olayların neden olduğu heyelanlara odaklanmıştı.

Bilim adamları, kayaların yıprandığı – doğal jeolojik süreçlerle zayıfladığı – veya kırıldığı Dünya yüzeyinin derinliklerindeki yerleri belirlemek için 3D topografik stres modelleme adı verilen mevcut bir teknolojinin bir uyarlamasını geliştirdiler. Model, bu noktaları tanımlayarak hangi konumların heyelanlara en duyarlı olduğunu belirleyebilir.

Moon ve Li, araştırmayı Doğu Tibet Platosu’ndaki Longmen Dağları’nda yürüttüler. Yaklaşımları, heyelanların boyutlarını ve yerlerini tespit etmek için yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerini kullanır. Uydu görüntüleri, Dünya yüzeyinin topoğrafyasından tahmin edilebilecek aynı konumlardaki kayaların kırılması ve ayrışmasıyla karşılaştırılır.

Yeraltı ana kayasının özellikle zayıf veya çatlak olduğu alanlar, büyük heyelanlara karşı savunmasız olabilir. NSF Bölümü’nde program direktörü olan Justin Lawrence, “Büyük heyelanların ne zaman, nerede ve nasıl meydana geldiğine ilişkin daha iyi tahmin yeteneği, halka uyarılar ve riskler ileten, can kaybını ve altyapı ve ekosistemlere verilen zararı azaltan prosedürler geliştirmek için kullanılabilir” diyor. Yer Bilimleri Bölümü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir