İstilacı avcılar bir ekosistemi mahvedebilir. Aslında, yok olmanın önde gelen nedenlerinden biri, avcıların bir ada veya göl gibi izole bir yere girmesidir.
Princeton Üniversitesi’nden ekolojist Robert Pringle ve meslektaşları tarafından yönetilen bir araştırma ekibine göre, yıkım genellikle yırtıcı hayvanın yeme tercihlerinden sorumlu tutuluyor, ancak bazen anahtar, av hayvanlarının tepkileridir. Florida üniversitesi ve diğer kurumlar.
Pringle, “Yırtıcı-av etkileşimlerini – veya yırtıcıların biyoçeşitliliği ve ekosistemleri nasıl etkileyeceğini – avın davranışını anlamadan anlayamazsınız” diyor. “Avın yenilmekten kaçınmak için davranışlarını nasıl değiştirdiğini tahmin etmek zor, ama bunu anlamadan başka bir şey tahmin edemezsiniz.”
Ekip, sorunun üstesinden gelmek için üç kertenkele türü kullandı: yırtıcı kıvırcık kuyruklu kertenkele ve iki av türü, yeşil anoller ve kahverengi anoller. Sonuçlar dergide görünür Doğa.
Araştırmacılar, deneysel ekosistemler olarak kullandıkları Bahamalar’daki 16 küçük adayı gezdiler. Kahverengi anoller 16 tanesinin hepsinde kuruldu. Biyologlar diğer iki kertenkeleyi ayrı ayrı veya kombinasyon halinde tanıttılar.
Pringle, “Ekolojide tüm ekosistemleri manipüle edebilmek çok nadirdir” diyor.
NSF’lerde program direktörü olan Betsy von Holle ekler Çevre Biyolojisi Anabilim Dalıaraştırmayı finanse eden, “klasik ekolojik teori, avcıların bol av türlerinin popülasyonlarını azaltarak av çeşitliliğini desteklediğini öne sürüyor. Bu araştırmacılar bu hipotezi test ettiler ve aksine, bir avcı türü tanıtıldıktan sonra bir av türünün popülasyonlarının azaldığını buldular – – yenerek değil, tanıtılan yırtıcıdan kaçınmak için yaşam alanını değiştirerek. Bir yırtıcı hayvanın girmesi türlerin bir arada yaşamasını azaltabilir.”