Yeni çalışma, bazı kentsel zararlıları türünün tek örneği hastalık rezervuarları olarak temize çıkarıyor

liderliğindeki bir araştırma ekibi ABD Ulusal Bilim Vakfı– burslu bilim adamları Georgetown Üniversitesi şehir vahşi yaşamının gelecekteki salgınlar için bir zamanlar düşünülenden daha az tehdit oluşturabileceğini keşfetti.
yayınlanan bir çalışmada Doğa Ekolojisi ve Evrimiaraştırmacılar şehirlerde yaşayan hayvanların farklı virüslere sahip olma eğiliminde olup olmadığını anlamak için yola çıktı.
NSF’nin Çevre Biyolojisi Bölümü’nde program direktörü olan Sam Scheiner, “Mevcut pandemiden kurtulurken ve bir sonrakini önlemek için çalışırken, bir sonraki olası salgını nerede arayacağımızı bilmemiz kritik önem taşıyor” dedi. “Kaynakları israf etmemek için nereye bakmamız gerekmediğini bilmek de aynı derecede önemlidir.”
COVID-19 salgını, gelecekteki salgınların ortaya çıkma riskinin en yüksek olduğu yerlere ilgi uyandırdı. Bilim adamları, fareler gibi türlerin yanımızda evlerini yapmaları sayesinde şehirlerin salgın riski için sıcak noktalar olabileceğinden uzun süredir şüpheleniyorlar.
Bilim adamları, bu türlerin daha fazla sayıda patojene ev sahipliği yapıp yapamayacağını araştırmaya koyuldu. Araştırmacılar yaklaşık 3.000 memeli türünün barındırdığı patojenleri incelediler ve kente uyum sağlamış hayvanların kabaca 10 kat daha fazla hastalığa ev sahipliği yapabildiğini buldular. Bununla birlikte, model kısmen bir örnekleme yanlılığı sorunuydu. Kentsel türler, kırsaldaki türlere göre yaklaşık 100 kat daha sık çalışıldı.
Ekip, şehirde yaşayan türlerin, kırsaldaki benzerlerinden daha fazla insana bulaşan virüs barındırmadığını buldu. Çalışmanın bulguları, şehir vahşi yaşamını bulaşıcı hastalıkların “hiper rezervuarları” olarak kabul edilmekten temize çıkarabilir. Ancak bu, şehirlerin hastalıksız olduğu anlamına gelmez.
Ortak yazar Colin Carlson, çalışmanın bilimsel verilerin değerini vurguladığını söyledi. Araştırmacılar, The Global Virome in One Network adlı bir veri tabanı kullandılar. Verena Konsorsiyumu.
Çalışma, gelecekteki araştırmaların herhangi bir hayvanın sahip olduğu patojen sayısının ötesine geçmesi ve şehir yaşamının hastalıkların yaygınlığını ve bulaşmasını nasıl şekillendirdiğini araştırması gerektiği sonucuna varıyor.